Bu sene kuruluşunun 100. yılını kutlayan Türk Radyoloji Derneği tarafından düzenlenen ‘TÜRKRAD 2024- 45. Ulusal Radyoloji Kongresi” Belek’teki Papillon Ayscha Otel’de gerçekleştirildi. Ulusal kongrenin bu yılki ana konusu, radyolojik tetkik isteme gerekçeleri arasında baş sıralarda yer alan, özellikle genç meslektaşlar için oldukça yararlı olacağı düşünülen ‘Baştan Ayağa Ağrı’ olarak belirlendi. 45.Ulusal Radyoloji Kongresi Bilimsel Kurul Başkanı Prof. Dr. Berna Oğuz, Türk Radyoloji Derneği tarafından düzenlenen ve her yıl gerçekleştirilen Ulusal Radyoloji Kongresi’nin meslektaşların bilgi ve deneyimlerini arttırdıkları bilimsel oturumlar ile birlikte, mesleki sorunlarını da ortaya koyup tartıştığı en önemli organizasyon olduğunu ifade ederek: “Hepimizin bildiği gibi, ağrı, hayat kalitesini derinden etkileyen ve günlük yaşamı sınırlayan en yaygın sorunlardan biridir. Ağrının kaynağını belirlemek ve doğru tedaviye yön vermek, radyoloji doktorları olarak bizlere düşen büyük bir sorumluluktur. Kongremizde, baş ağrısından boyun ağrısına, karın ağrısından sırt ağrısına, göğüs ağrısından eklem ve kas ağrılarına kadar çocuklarda ve erişkinlerde tüm vücut sistemlerini ilgilendiren geniş bir yelpazede ağrının nedenlerini ve tanıda hangi görüntüleme yöntemlerinin kullanıldığını ele aldık. Özellikle ağrıya yaklaşımda radyoloji sadece tanı konulma aşamasında değil girişimsel işlemlerle ağrının tedavisinde de önemli rol oynamaktadır. Radyoloji, sağlık hizmetlerinin bel kemiği haline gelmiş ve tanıdan tedaviye, toplum sağlığından bireysel sağlığa kadar tüm alanlarda vazgeçilmez bir konuma ulaşmıştır” diye konuştu.
‘657 BİLDİRİ VE 192 KONUŞMACI’
Dünyada radyolojinin hızla geliştiğini, gelecek yüzyılda bizi bekleyen teknolojik yenilikleri ve uygulamaları konuşmak üzere kongre yan konusunun da ‘Radyolojinin Gelecek Yüzyılı’ olarak belirlendiğini açıklayan Prof. Dr. Berna Oğuz şöyle konuştu: “Yapay zekanın güncel kullanımı ve görüntüleme yöntemlerindeki yeni uygulamalar farklı sistemler bazında konuşuldu. Bilişim grubu tarafından bu konuda küçük grup atölye çalışmaları yapıldı. Kongre programında paneller, olgu tartışmaları, atölye çalışmaları, uydu sempozyumları yanı sıra her yıl yapıldığı gibi mesleki sorunların tartışıldığı bir oturum gerçekleştirildi. Türk Radyoloji Derneği’nin tarihçesinin ve geçmişten günümüze dünyada ve ülkemizde radyolojinin gelişiminin sunulduğu ‘Radyoloji Tarihi Oturumu’ ile kongremizi taçlandırdık. Ana kongre programı dışında, kongremizin ilk ve son günleri bilgi tazelemek isteyenlere yönelik, farklı konularda toplam 12 adet, yarım günlük kurslar düzenlendi. Tüm oturumlara katılım ve ilgi oldukça yüksek oldu. Hiç kuşkusuz kongrelerin en önemli içeriği büyük emekle hazırlanan ve geleceğe ışık tutan bilimsel araştırmalardır. Bu yıl kongremizde 142 tanesi sözlü sunum olmak üzere klinik araştırma, resimlerle bir konu ve olgu sunumlarını içeren toplam 657 bildiri yer aldı. Altı ana salon ve sözlü bildirilerin sunulduğu ve küçük grup çalışmalarının yapıldığı ek salonlarda yapılan toplantılarda 192 konuşmacı görev aldı. Türkiye’den ve yurtdışından kendi alanlarında deneyimli bilim insanları tüm oturumlarda güncel gelişmeleri paylaştı. Derneğimizin kuruluşunun 100.yılını kutladığımız bu kongrede objeler, fotoğraflar, dergiler, kitaplar belgeler, raporlar ile hazırlanan ‘Başlangıcından Günümüze Türk Radyoloji Tarihi Sergisi’ katılımcılar tarafından büyük ilgi gördü.”
‘YAPAY ZEKA ÇOK ÖNEMLİ’
Cumhuriyetin ilanından yaklaşık 1 yıl sonra, bundan tam 100 yıl önce Türk Radyoloji Derneği’nin o zamanki adı ile ‘Türk Röntgen Tıbbiyesi Cemiyeti’ olarak kurulduğunu ve bu nedenle bu yıl Türk Radyologları açısından özel bir yıl olduğunu ifade eden Türk Radyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Can Çevikol şunları kaydetti: “Ülkemizdeki en eski meslek kuruluşlarından biri olan Türk Radyoloji Derneği’nin kuruluşunun 100. yılını kutlamak bizlere ayrıca haklı bir gurur veriyor. Son yıllarda ise adını sıkça duyduğumuz yapay zeka uygulamalarının belki de tıbbın diğer alanlarından daha fazla radyolojiyi etkilediğini görüyoruz. Günümüzde tıbbın gören gözü olarak, klinik duruma uygun seçilmiş radyolojik yöntemlerin hastalıkların taranması, tanı ve izleminde son derece önemli. Yapılan incelemelerin uygun teknikle yapılması ve doğru yorumlanması ve uygun tedavi seçiminin en önemli basamağını oluşturmaktadır. Yapay zeka uygulamaları sayesinde tetkiklerin önceliklendirilmesi, doğru tetkik yapılması, en uygun radyasyon dozu kullanılarak radyasyon maruziyetinin azaltılması, görüntü kalitesinde önemli artış, daha hızlı ve doğru tanı koyma ve erken tanı açısından önemli gelişmeler sağlanmıştır. Ülkemizde radyolojik incelemelere talep giderek artmaktadır. Hekimlerin hastalara muayene için yeteri kadar zaman ayıramamaları ve radyolojik incelemeleri adeta muayene yöntemi olarak kullanmaları en önemli nedenlerden biri olsa da radyolojik incelemelerden elde edilen bilgilerin teknolojinin gelişimine paralel olarak artması, tanı konulması güç olan hastalıklara daha erken ve doğru tanı koyma olanağını vermiştir. Bunun yanında bazı durumlarda görüntüleme kılavuzluğunda girişimsel yöntemleri kullanarak hastalıkların minimal invaziv olarak tedavi edilebilmesi olanağı doğmuştur.”
‘TOPLUM SAĞLIĞINI RİSKE ATIYOR’
“Girişimsel radyoloji sayesinde damarları ilgilendiren, tıkalı damarların açılması, stent yerleştirme, pıhtı eritme veya çıkarma, inmenin erken tedavisi, hastalıklı damarların kapatılması, varis tedavileri, kanser hastalarında tümörün damarlarının ‘kemoembolizasyon’ veya ‘radyoembolizasyon’ işlemleri ile kapatılması veya buradan direkt kemoterapi, radyoterapi yapılması mümkün olmuştur. Kalpten çıkan ana atardamar olan aort damarının ölümcül olabilen genişlemeleri, kanser hastalarında port katater takılması, diyaliz hastalarında hemodiyaliz katateri takılması, damar dışındaki uygulamalarda görüntüleme yöntemleri eşliğinde gerçekleştirilen biyopsiler, apse/kist tedavileri gibi sıvı drenajlarını, böbrek veya safra kanallarına yönelik katater girişimlerini, radyofrekans veya mikrodalga ablasyon gibi tümör yakma işlemlerini içermektedir. Bu açıdan radyoloji uzmanları sağlık hizmeti sunumunda doğru tanı konması, tedavi planlanması ve dolayısı ile başarılı tedavi için en önemli basamaklardan birinde yer almaktadır. Uygunsuz yapılan ve denetlenmeyen hizmet alımları toplum sağlığını riske atması yanı sıra, aynı zamanda radyoloji hekiminin emeğini de değersizleştirmektedir. Niceliğe odaklanmış yaklaşımlar ve uygun gerekçelendirme yapılmadan gerçekleştirilen iyonizan radyasyon içeren görüntülemeler (Bilgisayarlı Tomografi, röntgen vb.) toplumun kümülatif radyasyon doz miktarını ve dolayısı ile kanser riskini artırarak halk sağlığını tehdit etmektedir. Geçen yıl içerisinde bu konunun çözümüne yönelik olarak, Sağlık Bakanlığı tetkiklerin önceliklerine göre randevu verilmesi ve gereksiz incelemelerin önlenmesi için yaptığı çalışmalara hız vermiştir. Bizde TRD olarak bu çalışmalara elimizden gelen desteği vermeye çalışıyoruz.” (www.akdenizmanset.com.tr)
---