ANSTOP ile kent hafızası
Merhaba değerli deniz dostlarım,
Geçen pazartesi uzunca zamandır düşündüğümüz ama fırsatı bulup toplanamadığımız Antalya Sivil Toplum Platformu / ANSTOP başkanlarımız ile birlikte olduk. “İşimiz Gücümüz Antalya “ diyerek Antalya’nın kent hafızası olan her biri birbirinden değerli başkanlarımız ile kentimizi konuştuk. Karşılıklı fikir alışverişinde bulunduk. Antalya Denizcileşme Platformu olarak bizimde işimiz gücümüz deniz olduğu için toplantı sonunda hep birlikte sevgili üyemiz Gürsu Balıkçısı- Mehmet Arslannur’un kendi elleriyle hazırlamış olduğu mevsim balığımız palamutlar için ayrıca teşekkür ederiz.
Toplantımızın sonucunda şehrimizin hali çok ders çalışıyor görüntüsü verip sınavda kötü not alan öğrenci misali. Herkes olağanüstü memleket sevdası ile çırpınıyor ama sorunlarımız için komşu ve diğer illerimize baktığımızda aramızdaki makasın gittikçe aleyhimize doğru açıldığını gözlemliyoruz.. Trafik kaosu başta olmak üzere izahı zor bir durum.
Antalya… Turizmin başkenti… Bir inci tanesi… Göz bebeğimiz…
Çünkü bizler Antalya sevdalısıyız.
Selametle…
Hangi balık nasıl yenir?
Yapmış olduğumuz toplantı ve sonrası deniz ve balıkçılık ile ilgili konular gündeme gelince. Hangi balık nasıl yenir? Sorusu üzerine
Siz değerli okuyucularıma bu konu hakkında bilgi vermek geldi.
Hepinize afiyet olsun.
Akya: Dört mevsim tava, ızgara, yahni veya kavurma yapılarak yenebilir.
Barbunya: Yaz ve sonbahar aylarında tava, buğulama, fırında ya da kağıtta pişirilerek yenilir.
Çipura: Yaz ve sonbahar aylarında ızgarada, fırında ya da kağıtta pişirilerek yenilir. Buğulama veya çorba da yapılabilir.
Dil balığı: Yaz aylarında tava veya şiş yapılarak yenebilir.
Gümüş balığı: İlkbahar aylarında tavada yapılabilir.
Hamsi: Sonbahar ve kış aylarında tava, ızgara, buğulama, pilav ya da köfte yapılarak yenebilir. Hamsinin hemen her türlü yemeği yapılır. Izgara, fırın, tava, kağıt, buğulama, pilaki, yahni gibi. Yaz aylarında yağsız olduğu için ızgara yerine tava veya buğulama tercih edilir.
İstavrit: Sonbahar ve kış aylarında tavada ya da fırında yapılabilir. İstavritler sonbaharda Marmara’ya iner, mayıstan itibaren de Karadeniz'e geri dönerler. Her mevsimde yakalanan istavritin en lezzetli olduğu zaman kasım ile şubat aylarıdır. Tavası ve fırın yemekleri çok güzel olur.
İzmarit: Sonbahar ve kış aylarında tava, ızgara ya da yahni olarak pişirilebilir. Tavası güzel olur.
Kalkan: İlkbaharda tava, ızgara veya buğulama yapılarak yenebilir. En lezzetli zamanı ocak sonundan mart ortalarına kadardır. Tavası lezzetli olur. Buğulaması, kağıtta ve güveçte yapılabilir. İlkbahar sonlarından itibaren ağustos ayına kadar yakalanan kalkan yavrularının tavası tercih edilir.
Karagöz: Yaz ve sonbahar aylarında buğulama, fırın, tava ya da ızgara yapılarak yenebilir. Her mevsimde yenebilen bu balık, özellikle mayıs ve temmuz ayları haricinde daha yağlı ve lezzetli olur. Buğulaması, fırın ve çorbası çok lezzetli olur.
Kefal: Dört mevsim pilaki, tava, fırın ya da külleme olarak pişirilebilir. Yaz aylarının dışında lezzetli olan pullu ve göçmen olmayan bir balıktır. Sohbahar, kış ve ilkbaharda çok lezzetlidir. Kefalin buğulaması ve pilakisi çok güzel olur. Ayrıca ‘likorinoz’ denen tütsülüsü de çok makbuldür. Kefal alırken dikkat etmek, tercihen tanıdık balıkçıdan almak gerekir çünkü kefal kirli ve bulanık suları çok sever ve buralarda diğer alıklar yaşamazken o yaşar.
Kılıç balığı: Sonbahar ve kış aylarında şiş, buğulama, fırın veya çorba olarak pişirilip yenebilir. Bu balığın çorbası, şişi, ızgarası ve kağıtta pişirilmesi lezzetli olur.
Kırlangıç: Dört mevsim çorba, salata, buğulama ya da fırın yapılabilir. Izgara ve tavaya uygun değildir. Buğulaması, özellikle de çorbası çok lezzetli olur.
Kolyos: Kış aylarında tavası yapılabilir. Ocak ayı en yağlı zamanı olduğundan tuzlama için en ideal dönemdir.
Lagos: Yaz aylarında ızgara, yahni, buğulama, şiş ya da fırında yapılabilir.
Levrek: Yaz ve kış aylarında tavası, ızgarası, buğulaması, pilavı yapılabilir kağıtta veya fırında pişirilebilir. En güzel mevsimi kış ayları ve ilkbaharın başıdır. Her türlü yemeği yapılan levreğin buğulaması, fırında, kağıtta, ızgarada, güveçte her türlü yemeği lezzetli olur.
Lüfer: Sonbahar ve kış aylarında ızgara, fırın, buğulama olarak ya da kağıtta pişirilebilir. Eylül ortasından ocak sonuna kadar en yağlı ve lezzetli zamanıdır. Bu süre içinde ızgarası tavsiye edilir. Çinekop, yaprak, kaba çinekop, sarıkanat, kaba lüfer ve kofana gibi büyüklüğüne göre en çok isim alan balıktır.
Mercan: Dört mevsim ızgara, tava, buğulama veya fırın yapılabilir.
Mezgit: Kış aylarında buğulama, tava veya kavurma yapılabilir. Tavuk balığı olarak da bilinen mezgit bütün denizlerimizde bulunur; en çok da Karadeniz'de bulunur. Mezgitin yumurtalı tavası ve domatesli sotesi de lezzetli olur.
Palamut: Sonbahar ve kış aylarında tavası, ızgarası, köftesi, yahnisi yapılabilir, fırında veya kağıtta pişirilebilir. Siyah etli bir balık olduğu için buğulaması ve çorbası tavsiye edilmez.
Palamut vanozu, Çingene palamudu, kestane palamudu, zindandelen, torik, sivri, altınparmak gibi büyüklüğüne göre isim alan balıklardandır.
Sardalye: Yaz ve sonbahar aylarında tava, ızgara, buğulama olarak ya da fırında yapılabilir. Hamsinin yakın akrabası sardalye sürüler halinde yaşar ve kıyılar boyunca göç eder. Kurutularak, tuzlanarak, hatta balık yağı ve unu elde etmekte kullanılır. Küçüğüne ‘papalina’ adı verilir, ayıklanmadan tavası yapılır.
Tekir: Yaz ve sonbahar aylarında tavada ya da kağıtta pişirilerek veya buğulama ya da yahni yapılarak yenebilir. Dört mevsim yenebilecek bu balığın en lezzetli zamanı temmuz ve ekim ayları arasıdır. Tavası ve kağıtta yemekleri lezzetli olur.
Uskumru: Sonbahar ve kış aylarında ızgarası, yahnisi, dolması veya köftesi yapılabilir, kağıtta pişirilebilir. En lezzetli olduğu dönem eylül ayından yumurtlamaya başladığı ocak ayı sonuna kadardır. Bu süre içinde ızgarası, kağıtta pişirilmişi, dolması, köftesi ve tuzlaması çok lezzetli olur. Yazın avlananlar ise pilaki ve tava için uygundur. İlkbaharda Karadeniz’e dönen çirozlar kurutulur.
BALIĞA LİMON SIKIN!
Ben senelerce balığa limon sıkmadım. Yanlış öğrenmişim. Bilimsel olarak araştırdım ve doğrusunu öğrendim. Limonu balığa da sıkabilirsiniz. Limonun içerisindeki antioksidanlar ve C vitamini balıktaki Omega-3 yağ asidinin vücutta kullanımını artırır. Balığın kalsiyum oranından yararlanmak isteyenler ise yanında roka yemeyi tercih etmemelidir
BALIĞIN ÜSTÜNE HELVA YİYİN!
Balıklarda yüksek oranda iyot,demir,çinko gibi mineraller vardır. Balık yendikten sonra vücut yoruluyor, halsizlik başlıyor. Yani kan şekeri düşüyor. Balık yendikten sonra, kan şekeri düşüklüğüne karşı sütlü tatlılar tavsiye edilmiyor. Şerbetli tatlılar da çok ağır geliyor. Balıkla tahinli helva yiyiniz. Tabii tek neden bu değil. Helvanın içindeki tahin bir ilaçtır aynı zamanda. Tahin,denizlerdeki kirlilikten dolayı, balıklarda biriken ağır metalleri sıfırlıyor. Radyasyondan vücudu koruyor.
Kıssadan Hisse :
Palamuta sormuşlar : Denizden ne haber ?
Yanıtlamış : Söyleyecek çok şey var ama ağzım su ile dolu!