İmkanlarımız çoğaldıkça mutsuzluklar da çoğalır hale geldi.
Mutluluğu kendi içimizde hissetmek yerine hep başka kişiler de arar hale geldik.
Oysa ki mutlu olmak çok basit.
Öncelikle, şükretmeyi bilmeliyiz.
Her yeni güne uyandığımız da önce aldığımız sağlıklı nefese şükredip , sonra Yüce Yaradan’ın bizlere verdiği imkanlara şükretmeliyiz. Hayat bir sınav kimi çok parasıyla sınanır , kimileri de hayat mücadelesi ile ..
Hayatta en önemli zenginliğimiz, sağlığımız.
Sağlığımız yerinde ise çalışır, para kazanırız.
Ama,
Sağlığımız yok ise Dünya’nın en zengini bile olsak, nafile.
Kişilerin yaptığı en büyük hata kendilerinden çok başkalarına odaklı yaşamaları ve kendi hayatlarını, kendilerinden üstün kişiler ile kıyaslamaları .
Oysa ki herkes kendine odaklı yaşasa ve kalbinde şükrü hissetse herkes mutlu olacak ama galiba toplum olarak kendimizi mutsuz hissetmekten keyif alıyoruz ?
Sohbet ettiğimizde bizden yaşça olgun, farkındalığı gelişmiş kişilerin bizlere söyledikleri söz,
Azaldıkça çoğalırsın…
Yani,
Sizi mutsuz eden, enerjinizi düşüren insanlara karşı mesafenizi koruyun ya da hayatınızdan çıkarın.
Ömür dediğimiz hayat, çok kısa...
Bu ara duyduğum ve telaffuz ettiğim söz, zaman nasıl hızlı geçiyor, anlam bile veremiyoruz.
Ne yapıyoruz diye baktığımız da.
Koca bir hiç’lik doğuyor…
İnsan kendi içinde mutlu olursa, hayatın lezzeti bir o kadar artar.
Mutluluğu başkalarında aramayı bırakıp, kendi içimize yöneldiğimizde işte o zaman hayatta ki mutsuzluğun ne kadar lüzumsuz olduğunu anlayacağız.
Mutluluğu maddiyata bağlamakta bir o kadar anlamsız.
Sanki, ‘tabii senin tuzun kuru böyle diyebiliyorsun’, der gibisiniz.
Yanılıyorsunuz hayatta kim dört dörtlük olmuş ki?
Maddiyat mutluluğu değil, sadece konforu artırır o kadar.
Sevgiyle kalın