Ne yazık ki güzel ülkemizdeki mevcut durumlardan hemen herkes haberdar. İçimizi yakan, canımızı sıkan olayları ve midemizi bulandıran suçlularını görüyoruz. Tekrar ne yazık ki bu suçları işleyen bireylerin devlete meydan okumak gibi bir cüreti var ve işlenen suçların artacağı konusunda tehditleri bile var. İşlenen cinayetler, psikolojik baskılar, zorbalık, şantaj, tehdit ne varsa gördüğümüz bu hafta içerisinde sosyal medya ayaklanması olmasa belki de müdahale bile edilmeyecekti. Sokak ortasında kamera önünde bariz tecavüz girişimlerine rağmen sorgudan hemen sonra serbest bırakılanlar, sosyal medya baskısı nedeniyle tekrar tutuklanıyor. Ben istiyorum ki bu olaylar yaşanmadan, insanlar zarar görmeden önce engellensin. Şimdilerde yaşları 25’i görmemesine rağmen çeteleşen, suçları ortaya çıkmasına rağmen ülke dışına kaçabilen suçlularla mücadele içerisindeyiz.
Kadınlar, kız çocukları, hayvanlar, yaşlılar hatta ve hatta bebeklere karşı bile nefret beslediklerini açık açık dile getiren şahısların aramızda dolaştığı bu dönemde insanın kendini güvende hissetmesi zor. Birçok sosyal medya ünlüsü ve yeni dönem şarkıcılarının içinde bulunduğu organize suçlulara ne zaman müdahale edileceğini de merak ediyor herkes. Adını yazmaya gerek bile olmayan ve her yerde konuşulan bu sosyal medya ünlülerinin sorgulanmasından sonra daha neler ortaya çıkacak kim bilir. Ülkemizde ağır suç işleyenlerin hafif cezalar aldığı bir dönemden geçiyoruz. Mevcut durumda sosyal medya ve kamuoyunda gündem olmayan suçluların yeterince özenli bir soruşturma geçirmediğini bariz görmekteyiz.
Ben ve birçok vatandaşımızın yegane isteği, kadınlarımız, kızlarımız, çocuklarımız fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kalmadan, canından olmadan korunmasıdır. Birçok insanın tehdit ve şantaja boyun eğmesinin temel nedeni, ailesinin vereceği tepkilerden korkmasıdır bana göre. Bu nedenle bu yazıyı okuyan yetişkinlerden ricam çocuklarınızı hatalarıyla da sahiplenin, arkasında durun. Olaylarla ilgili Emniyet güçlerine şikayet etmekten çekinenlerin temel nedeniyse zarar görmekten korkmasıdır. Çünkü bu tarz olaylarda tehdit edildiği kişinin sorgusu alınıp bırakıldıktan sonra ilk durağı yine kendisi olacaktır. Bu tür apaçık ortada olan tehdit, şantaj olaylarında bireyin özenle korunması şarttır. Çünkü adalet yerinde ve zamanında tecelli etmelidir. Bireyler zarar görmeden önlemler alınmalı, caydırıcı cezalara tabi tutulmalı ve en önemlisi hak ettiği neyse onu yaşamalıdır. Unutmayalım ki geç gelen adalet, adalet değildir.